Ne konuştukları çok açık bellidir. Yine pazarlık yapılıyor. Görüşme öncesi yarım saat olacağını açıklandı. Görüşme 2,5 saat sürdü. ABD ne istiyor?
Tarihe not düşmek için; sınır ötesi yapılan bir harekatın perde arkasını anlatmak istiyorum.
Barış Pınarı Harekâtı öncesiydi. İkili temaslar birdenbire artmıştı. Amerika’dan birbiri arkasına Türkiye’ye üst düzey heyetler geliyor. Saatlerce toplantılar yapılıyordu. Türkiye sınır güvenliğinde sıkıntılar yaşadığını söylüyor müttefiki Amerika’dan anlayış bekliyordu. Çokça bir araya geliniyor her defasında Amerika sözler veriyor. El sıkışılıyor güler yüzle, basına açıklama yapılıyordu. Kısa bir zaman sonra her şey eskiye dönüyordu. Türkiye bu harekâtı yapmamak için çok emek sarfetti. Ancak olmadı. İç kamuoyundan bölge insanımızdan canı yananlar veryansın ediyordu. Türkiye Amerikalı heyetlerle son kez bir araya geldiğinde kesin olarak bölgeye gireceğini söyledi. Amerika artık Türkiye’yi oyalayamayacağını anlayınca gerçek yüzünü gösterdi. Türkiye’yi açıktan tehdit etti. Önceleri yaptırım uygulama ya da ilişkileri kötüleştirme tehdidinde bulundu. Türkiye diretti. ‘Çek askerlerini, o bölgeye her an girebilirim’ dedi. Amerika daha ileri bir söyleme geçti. Harekât yapılacak bölgede askerleri olduğunu onların başına bir iş gelirse karşılık vereceğini söyledi.
Bu arada, PKK ve türevlerinin yoğun olduğu SDG kuvvetleri sınır bölgelerimize havan ve füze saldırılarında bulunuyor TSK’nin bölgeye harekât yapamayacağını iddia ediyordu. Fransa, PKK türevlerinin açıklamalarını tüm Avrupa’ya yayıyordu. Açık bir meydan okumaydı. O dönem beni en çok endişeye sevk eden bilgi ise Arap medyası El Cezirede yapılan açıklamaydı. Türkiye Amerika’yla restleştiği günlerde, Irak'tan Suriye'ye giden silahlı uzun araç konvoylarından bahsediyordu. Konvoy PKK ve türevlerine Irak’tan lojistik yardım götürüyordu. Aynı gün eş zamanlı Rusya Özel Kuvvetleri, Deyrizor'dan, Suriye Silahlı Kuvvetleri ve PKK ve türevleri (SDG) tarafından tutulan alanlar arasında Fırat nehri üzerinde geçiş yaptı. SDG, Suriye Silahlı Kuvvetleri'nin Menbic şehrine girmeye hazır olduğunu açıkladı. Suriye hükûmeti de, TSK'nın şehre girmesini engellemek için Menbic yakınlarına Suriye ordusunun konumlandırıldığını bildirdi. Türk Silahlı Kuvvetlerinin karşısındaki cephede; Amerika, Rusya, Suriye ve PKK türevleri vardı.
Türkiye verdiği karardan dönmedi. Harekatı şu sözlerle dünya kamuoyuna açıkladı. ‘Hudutlarımızın güvenliğini sağlamak, sınırlarımızın güneyinde bir terör koridoru oluşturulmasını engellemek, DEAŞ ve PKK/KCK/PYD-YPG başta olmak üzere milli güvenliğimize tehdit oluşturan terör örgütleri ve teröristleri etkisiz hale getirmek, yerinden edilmiş Suriyelilerin evlerine ve topraklarına dönüşleri için uygun şartları sağlamak maksadıyla Barış Pınarı Harekâtı saat 16.00’da uygulanmaya başlamıştır.’
Operasyon; 9 Ekim 2019 günü PKK ve türevlerinin hakimiyetinde bulunan Tel Abyad, Rasüleyn, Ain Issa ve Kamışlı bölgelerini hedef alan top atışlarıyla başladı. Hava Kuvvetlerimize bağlı uçaklar saldırılarını; Irak’tan gelen, içinde personel dahil teçhizat ve malzeme yüklü lojistik kamyonlarını vurmakla başlattı.
Operasyonun başladığı gün olan 9 Ekim'de ABD Başkanı, Türkiye Cumhurbaşkanına tehdit dolu meşhur mektubu gönderdi. Geleneksel diplomatik ifadelerden farklı bir üslupla yazılan ve 16 Ekim günü basına yansıyan mektubun içeriği çok ağırdı.
PKK ve türevleri kaybettikleri savaş sonrası kısa bir açıklama yaptılar. ‘Amerika bizi sattı’
TEMEL İSTEM: HAREKATI ŞİMDİ YAPMAYIN!
Antony John Blinken dün Türkiye’ye geldi. Üst düzey görüşme gerçekleştirdi. Düşüncem; ABD’nin temel isteği PKK ve türevlerine karşı toptan bir harekat yapılmaması. Karşılığında Türkiye’nin istediği ancak vermeye direndikleri malzemelerin sevki. Türkiye kanar mı? Yine oyalanır mı? Zaman gösterecek.
İsrail’i cepheye süren güç, ‘Chabat’ Gazze’de sıkıştı. Savaşı geniş alanlara yaymak zorunda, ilk hedefi Lübnan. Bahanesi hazır; Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah’ın faaliyetleri. Yedek gücü PKK ve türevleri. Tam teçhizatlı 25. bin, yedekleriyle birlikte 100 bin.
İki aydır bu siteden yazıyorum; ‘KIBRIS önemlidir önlem alın’ Bugün medyaya düşen haber; ‘Kıbrıs’ta savaş an meselesi’ Hazırlık yapıldı mı? Önlem alındı mı? Göreceğiz…
Suriye harekâtını yapmayın. ABD ile iş tutmayın, kardeş halklara ihanet etmeyin, Amerika ve İsrail ile İş birliği, Türkiye’nin kuyusunu kazmakla eşdeğerdir. Yazılı açıklaması yaptım. Bir hafta sonra görevime son verdiler. 15 Temmuz kalkışmasının 5 sene öncesinden uyardım. Yazdım, görsel medya’ da konuştum başka bir soruşturmaya uğradım.
Türkiye’yi terörle ufalıyorlar. Yıllarca sözde müttefik Amerika’nın peşinde gittik onun bize karşı kullandığı örgütlerle uğraştık. 1974 Kıbrıs barış harekâtında dünyada bize arka çıkan tek lider Kaddafi vurulurken, ülkesi, halkı parçalanırken biz onlara yardım ettik. Suriye ve Irak’ta aynı durum. Dilerim İran saldırıya uğrar ise bu sefer şer ittifaka yardımda bulunulmaz. Chabat’ın planlarına uymakla halkımızı kaynaklarımızı bugüne kadar heba ettik. Oysa, Türkiye kendi menfaatini gözettiğinde, bağımsız hareket edebildiğinde milli unsurlarını doğru yerde kullandığında hep başarılı oluyor. Türk ordusu yurt içinde bir başka ülkenin direk saldırısına uğramadığı hal dışında katiyen savaşa girmemelidir. İstedikleri budur. Vazgeçmedikleri Sevr planı uygulamaya konur. Türkiye’nin bekası buna bağlıdır. Ordu Gazze’ye diye bağıranlar ya cahildir yada CHABAD’ın gönüllü elemanlarıdır.
Öte yandan CHABAD’ın ülke içi ve dışındaki ayaklarını kırmak için harekatlarını sürekli yapmalıdır. Dile getirilip söylenmesi acı olsa da vekalet savaşları (Proxy) orduların ateşli tatbikatlarıdır. Orduları diri ve savaşa hazır tutar. Nükleer başlık gibi caydırıcı en büyük başka güç; savaşa hazır diri güçleri her daim hazır tutmaktır. Şimdi başka bir uyarıda bulunmak istiyorum;
Deprem ve Gazze olaylarından sonra Türkiye’nin uzun zaman önce ertelediği sınır ötesi harekatın başlama zamanı geldi. Konjonktür uygundur. Harekat olur ve başarılırsa büyük plan ertelenecektir. Türkiye zaman kazanacaktır. Gazze’de nefes alacaktır. Bakarsınız bitirilmesi istenen PKK ve türevleri kaçıncı ‘aldatıldık’ açıklamasını yaparlar ve Türkiye’ye yanaşırlar.
Ferdi 11 Ay Önce
Kaleminize yüreğinize sağlık Daha çok yazın özlemle bekliyoruz.Kitsplariniz varsa bilmek istiyorum teşekkürler
Dündar 11 Ay Önce
Kesin küçük tüketini yapmak için uramistir büyük tuvaletini söz geçirdiği ayaklarinin tina aldığı ülkelere yapacağı kesindir.Halall olsun Bakan Fidanın dik mert durusuna baaimizda onun gibileri varken ileride küçük tuvetini yapmaya degil Türkiyeye sümkürmeye tükürmeye osurmaya degil öksürmeye bilem gelemezler
Dündar 11 Ay Önce
Kesin küçük tuvaletini yapmak için uramistir büyük tuvaletini söz geçirdiği ayaklarinin tina aldığı ülkelere yapacağı kesindir.Halall olsun Bakan Fidanın dik mert durusuna baaimizda onun gibileri varken ileride küçük tuvetini yapmaya degil Türkiyeye sümkürmeye tükürmeye osurmaya degil öksürmeye bilem gelemezler