Şimdi gates’in kızı Jennifer mi yoksa Antalya’da köpeğine çip taktıran Neriman ÖZBİRER mi doğru söylemiş oldu?
Bütün yollar Roma’ya çıktığı gibi plandeminin bütün yalanları da bir kişiye çıkıyor. O da DSÖ’nün patronu, pedofili ve küresel çetenin organizatörü bill gates. Onun kızı Jennifer gates de mRNA sıvılarının başladığı bir zamanda, babasının korona virüsü aşılarıyla insanlara çip takacağı iddiasıyla dalga geçti. İlk aşısını olduktan sonra Instagram'dan bir paylaşım yapan Jennifer "Ne yazık ki aşı, dahi babamı benim beynimin içine yerleştirmedi. Keşke mRNA'nın böyle bir gücü olsaydı" dedi. Jennifer’in bu paylaşımı dünyada hemen viral hale geldi.
Verilen algı da bill’in kızına zerk edilen ne ise artık, “oldum” demesi bile yeterliydi. Zaten sorgulamak günahtı!
O sıvılarda çip yok, mRNA sıvısı da kurtarıcı, aksisini söyleyen ise bilim düşmanı, gerici, cahil, düz dünyacı, şizofren, komplo teorisi yapan, şarlatan ve zavallı insanlardı. Evet bu yakıştırmaların hepsi, eğer o sıvıyı almamıza gerektirecek bir salgın ve o salgına neden olan bir Sars-Cov-2 virüsü varsa tartışmasız doğrudur. Hatta bu kişiler ile ilgili bir yasal çalışma bile yaparak, başta ben olmak üzere hepsini cezalandırmak bile gerekiyor.
Fakat durumun öyle olmadığı, tam tersi bu lafları edenlerin derhal sorgulanması ve yargılanması gerektiği her gün ortaya çıkıyor! Bilindiği üzere bill’in kızından dinlediğimiz yalanlamadan sonra bu çip konusunu hep dışarıdan duyduk ve onları örnek gösterdik. Ama geçen günde, Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü ile TVHB arasında imzalanan 'Kedi, Köpek ve Gelinciklerin Kimliklendirilmesi ve Kayıt Altına Alınmasına Dair Yönetmelik' protokolü, 26 Şubat 2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak bu sene hayata geçirildiğini öğrendik.
UYGULAMANIN ADI: PETWET
Yönetmelik kapsamında da sahipli köpeklere yıl sonuna kadar, sahipli kedi ve gelinciklere ise 2022 sonuna kadar deri altlarına mikroçip takılarak, elektronik ortamda kayıt altına alınması zorunlu hale getirildi. Hayvanlara, enjekte edilen mikroçip sayesinde sahibinin kimlik ve adres bilgileriyle eşleştirileceği açıklandı. İnsanlarda virüs olan koruyuculuk yalanı havyalarda, 3. ayından itibaren sokağa atılmasının önüne geçilmesi, çalınan hayvanların bulunabilmesi ve hayvan hastalıklarının kontrol altına alınması amaçlanarak çiplenmeye başlayacağı bildirildi.
İlk uygulamayı yapan Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Veteriner Hekimi Önder KESER’de Mikroçip bireysel tanımlama numarasını içeren, pirinç tanesi büyüklüğünde steril enjektör içerisinde yer alan bir cihaz. Herhangi bir enerji güç almadığı için radyasyon yaymaz ve hayvana da zararı yok. Hayvanın kürek kemikleri arasına deri altına yerleştirilme suretiyle takılır. İçerdiği 15 haneli numara hayvana özeldir. Yönetmelik kapsamında yer alan pasaport veya aşı karnesi, mikroçip işlemiyle birlikte ulusal olarak hayvan sahibine teslim edilir. PETWET (Ev hayvanı kayıt sistemi) ismini verdiğimiz bakanlığımızın kurduğu sisteme, hayvan sahibinin TC kimlik numarasıyla ve hayvan mikroçipiyle kayıt işlemi gerçekleştirilir." diye konuştu.
Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'ne 2,5 yaşındaki köpeğine çip taktırmaya gelen Neriman Özbirer de “3 köpek besliyorum. Köpeğime mikroçip taktırmaya geldim. İnsanlar doğum günü hediyesi olarak köpek getiriyor. Sıkıldıkları zaman sokağa atıyorlar. Bu mikroçip sayesinde bu tür olayların kalkacağını düşünüyorum" dedi.
Evet bu mRNA sıvıları, hayvanlarda olduğu gibi yakın zamanda iğneli çiplere de dönüşecek!
İbrahim Gündoğan 3 Yıl Önce
Alzeimer hastalarına böyle bir çip takılsa kaybolma riskine karşı,bence yararlı olur.
Deniz Avcı 3 Yıl Önce
Sevgili Muammer Karabulut, Petlerle ilgili haberi okuyup da mı paylaştın yoksa başlığın büyüsüne kapılarak böyle bir yazı yazmaya mı karar verdin? Yazıyı okusaydın (ki paylaştığın görselde de belli zaten), mikroçipin pirinç büyüklüğünde olduğunu, deri altına enjekte edildiğini ve bir numara hariç hiçbir bilgi içermediğini anlardın. Sence böyle bir şey damar yoluna verilebilir mi? bu çipin yarısı kadar bir kan pıhtısı bile kalp krizi geçirmene yeter. bence sen yazını ve gazetecilik kariyerini tekrar gözden geçir...