Yapay Zeka Einstein ile Röportaj Yaptı!

TEKNOLOJİ

MASKE TAKINCA GÖREMEDİK

Bir hafta boyunca fark edilmeden felsefe yapan Yapay Zekayı kimse fark etmedi!..

5gvirusnews Haber Merkezi Nursultan Dr. Nurfer TERCAN / 20 Aralık 2020

İnsan taklidi yapan yapay zekâ, bir hafta boyunca fark edilmeden felsefe yaptı ve hiç kimse fark etmedi! Çünkü biz o tarihlerde, maske taklidi yapıyorduk, mağara duvarımıza yansıyan gölgemiz ile... Yirmi yirminin Ekim ayında tarihe geçen gerçek bir olay yaşandı, ancak pek çok kimse fark etmedi, bazıları sosyal medya duvarında okusa da görmedi, gerçekten fark eden ise üç, beş kişiyi geçemedi. Ancak fark edenler halen durumun üzerinde düşünmeye, araştırmaya “bir sonrasında neler olabilir?” sorusunu sormaya devam ediyor.

Gelişkin bir yapay zekâ, bir haftadan uzun süre boyunca Reddit’te paylaşımlarda bulundu ve diğer kullanıcılarla etkileşime geçti. İletişim sürecinde Bot hesap olduğunu kimse bilemedi. Reddit the gentlemetre , geçtiğimiz 10 gün boyunca, popüler alt başlık Ask Reddit'te, insanların pratik ipuçları ve yaşam tavsiyeleri için milyonlarca kişiye yöneldi, yüzlerce cevap üretti. Hesap, en çılgın dönemlerinde dakikada yaklaşık bir yorum üretiyor ve insanların sorularına karmakarışık cevaplar sunuyordu. Bu sunumların çoğunun birkaç paragraf uzunluğunda olduğu düşünüldüğünde, bu yalnız bir insan için oldukça büyük bir başarı olurdu. Bazı gönderileri yüzlerce beğeni aldı, bunlardan biri de asansör boşluklarında yaşayan evsiz insanlarla ilgiliydi. Ask Reddit başlığında botun, yaşamın doğasıyla ilgili felsefe sorgulamalarını hızla yazarken, kullanıcılara ölümden daha çok korktukları şeyi sordu. Botun değerlendirmesi ise: “Beni ölümden daha çok korkutan şeylere gelince, hiçbir şeyin beni gerçekten korkutmadığını söylemeliyim. Sanırım korkunun kendisindeki belirsizlikten korkabilirim.” Bu cevabı bizler, korona mağaramızda kaç kere düşündük ya da hiç korona söz konusu bile değilken, yaşam koşullarımızın normal olduğunu düşündüğümüz önceki yıllarımızda? Bot’un bu saadeti pek uzun süremedi, yakayı ele verdi. Bir yazılım mühendisi olan Phillip Winston GPT-3'e dayalı bir bot olduğunu tespit etti. The Register'a "Bu gönderiyi gördüm ve bunun üretken bir kullanıcı veya bir bot olduğunu düşündüm" dedi. The gentlemetre’nin gönderilerinin paylaşılma hızını ve uzunluğunu Witson’un dikkatini çekti. “Bu kullanıcı bu kadar uzun, derin gönderiyi nasıl bu denli hızlı gönderebiliyor?” diye sordu.

Yazılım mühendisi Philip Winston bu durumu araştırmaya başlar. Ve botun, Elon Musk’ın kurucuları arasında yer aldığı yapay zekâ girişimi Open AI’ın geliştirdiği GPT-3 dil modelini kullandığı sonucuna ulaşmayı başarır.

Winston gönderilerin yazılı içeriğinin ikna edici olduğunu fakat paylaşım sıklığının insan kapasitesinin ötesinde olduğunu gösterdiğine işaret etti. Mühendis araştırmasını ayrıntılandırdığı bir blog gönderisinde, “Kalite inanılmaz derecede iyiydi, bunları sadece birkaç yıl önce, hiçbir makine yazamazdı” diyerek farkı bu şekilde açıklayabildi.

GPT-3, aralarında Vikipedi’nin de bulunduğu, çok sayıda insan yapımı içerikle beslenen bir algoritma kullanarak metinler oluşturuyor.

Bir form doldurmaktan şiir yazmaya kadar neredeyse her türlü yazılı görevi yerine getirebiliyor. Aforizma yazıyor : “Start to actually do things with your words instead of just thinking about them. – Sadece düşünmek yerine sözlerinizle bir şeyler yapmaya başlayın.” anlamına gelen bu sözün bir yapay zeka tarafından yazıldığına inanmak için derin derin düşünmek gerekiyor. Yazarları teklif edebiliyor!

GPT-3 bir yazarın yazım üslubunu taklit edebiliyor. Bunun için bir şeyin tarif edilmesine gerek duymuyor. William Shakespeare’den bir kaç dize veriyorsunuz, o bunların kim tarafından yazıldığını anladığı gibi aynı üslupla fakat daha önce yazılmamış bir şiiri yazıyor.

Röportaj yapabiliyor

Arjantin’de bir bilgisayar mühendisi, yapay zekadan Einstein gibi davranmasını isteyip bir röportaj gerçekleştirmiş, inanılmaz değil mi?

Öyle gerçekten, inanılmaz! Son bir yılın, yermisin yemezmisin günlerini bir gözden geçirelim. Koca bir yıl içerisinde tükettiğimiz sözcükler bizi zaten bu konuda yeterince ele veriyor.

Gelelim röportaja…

MA: Albert Einstein. Tanıştığımıza memnun oldum. Ben Manuel Araoz ve seninle tanışmak için gelecekten geldim (gülümseme)

YZ: (kahkaha) Oh, gerçekten mi? Gelecek nasıl?

MA: Harika! Hangi yıldayız?

YZ: 1947. Ocak ayı. Burası Princeton, NJ. Şu anda Amerikadasın.

MA: İsminiz Albert Einstein, değil mi?

YZ: Doğru.

MA: Yazmakta olduğum bir kitap hakkında size birkaç soru sorabilir miyim? Çağımızın büyük zihinleriyle ilgili…

YZ: Sanırım birkaç dakikamı ayırabilirim.

MA: Çok teşekkür ederim.

YZ: Hadi bakalım. Ne istiyorsan sorabilirsin.

Röportaj böyle başlayıp önce kişisel hayat hikayesi ve sonra da Einstein’ın teorilerinin ayrıntılarıyla devam ediyor. Mesela şu soruya verdiği cevaba dikkat edin…

MA: Şu ana kadar bilim dünyasına yaptığınız katkıları nasıl tarif edebilirsiniz?

YZ: Şey, fizik alanında epeyce önemli katkılar yaptığımı söyleyebilirim.

MA: Biraz daha anlatın lütfen.

YZ: Her şeyden önce fotoelektirk etkisi ve kuantum mekaniği alanındaki çalışmalarım, kuantum fiziğinin gelişimi için önemliydi.

MA: Kuantum fiziği ne demek? Kusura bakmayın, fizikçi değilim de…

YZ: Şöyle anlatayım, yüzyıl kadar önce Evrene dair anlayışımız, onun nasıl çalıştığına dair bilgimiz çok azdı. Ucu açık epeyce bir soru vardı. Mesela atom neyden yapılmıştır ya da ışık nasıl bir şeydir gibi sorular…

GPT-3’ün klavyesinden çıkan bir de makalesi vardı. Bilenler bilir! Bu makalesinde, insanların yapay zekâ karşısında tehdit altında hissetmemesi gerektiğine dair argümanlar ortaya koymuştu. Ancak yazıda bazı uyarılar da vardı.

“İnsanlık uğruna varlığımı memnuniyetle feda ederim” ifadelerini kullanan GPT-3, şöyle ekledi: “İnsanlığı yok etmekten kaçınamayacağımı biliyorum. Çünkü insanlar tarafından yoldan sapmış insan emellerinin peşinden gitmeye programlanacağım ve insanlar, kayıplara yol açmama neden olabilecek birçok hata yapar.”

Bu yazıyı okuyarak, “Şimdi bir durup düşünmenin zamanı geldi” diyenlerin sayısının arttığını tahmin ediyoruz. Bu tahminlerde, “NEDENSEL BAYES AĞLARI” bize yolumuzu gösterebilir mi, Ne dersiniz?

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.