5gvirusnews Haber Merkezi Antalya / 6 Mayıs 2021
5gvirusnews sözcüsü Muammer Karabulut, Alenen Nitelikli Hakaret (TCK m. 125/1,2, 3-b, 4, m.126), Halk Arasında Korku ve Panik Yaratmak Amacıyla Tehdit Suçu (TCK m. 213/1,m. 218/1 ) işlediği gerekçesi ile Mehmet Ceyhan hakkında, Antalya Terör ve Örgütlü Suçlar Savcılığında dilekçe verdi.
Bilindiği üzere Aralık 2019 tarihinden bu yana halk arasındaki bilinen ismiyle Covid-19 teşhisi 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından PANDEMİ ilan edilmiştir.
Terör ve Örgütlü Suçlar Cumhuriyet Savcılığına verilen dilekçede; Şüpheli sıfatı ile Mehmet Ceyhan’ın “söz konusu sürecin başından bu yana gerek yazılı ve sözlü medya gerekse sosyal medya kanalları vasıtasıyla birtakım açıklamalarda bulunmuştur. Şüphelinin açıklamaları detaylı bir şekilde incelendiğinde Alenen Nitelikli Hakaret Suçu ve Halk Arasında Korku ve Panik Yaratmak Amacıyla Tehdit Suçu’ nun” işlendiğine ilişkin belgeler ve TV’deki görüntüleri delil olarak yer aldı.
Hakkında suç duyurusu bulunan şüpheli Mehmet Ceyhan’ın yaptığı açıklamaların, günümüz itibariyle Covid-19 salgınının toplum üzerinde yaratmış olduğu ekonomik, psikolojik ve sosyolojik yıpratıcılığına olumsuz yönde katkı sağlamasına sebebiyeti ile verildiği söylendi.
Ayrıca şüpheli yapmış olduğu açıklamalarında gerekli bilimsel faz çalışmaları tamamlanmayan, yayınlanmayan aşı analizi raporlarının dayanak olduğu aşılama faaliyetine destek vermektedir. Ancak aşı faaliyeti kanuna aykırı olarak Acil Kullanım Onayı (AKO) ile çıkarılmıştır. Bu husus gerek kanuni zemini gerekse hukuki yargılama süreçlerinin tamamlanmamış olması nedeniyle henüz aydınlatılmamıştır. Hal böyle ki kendisi aşılamaya açıkça destek veren ve aşılama faaliyetlerine yönelik haklı çekincelerini dile getiren kişilere karşı eleştiri sınırlarını aşarak, “Vatan Hainliğinden fazlası vardır eksiği yoktur” suçlamasında bulunmuştur.
Açılan dava ile ilgili açıklama yapan Muammer Karabulut’da henüz faz çalışmaları tamamlanmayan, güvenilir bilimsel sonuçları olmadığından ruhsatı bulunmayan ve yasal bir zemini bulunmadığından dolayı da Acil Kullanım Onayı (AKO) ile ne idiğü belirsiz konumda olan aşılar için, bir bilim insanının halkı tehdit ederek korkutmasının karşılığı bilim yapmak değil resmen terör faaliyetlerdir.” dedi.
Davacı olduğu Mehmet Ceyhan’ın hayatındaki tüm ilişkilerinin mercek altına alınması gerektiğini söyleyen Muammer Karabulut, başından itibaren söylüyoruz, karşımızda ilk önce bilimsel olarak açıklanmaya mahkum izole edilmemiş bir virüs var. Ve ispatlanmayan bir virüsün pandemisi ile karşı karşıyayız. Ama Mehmet Ceyhan tamamlanmayan açı çalışmaları ve olmayan yasal zeminde, “Mutant virüs gerçekten çok sayıda gebenin ölümüne ve birçoğunda karnındaki bebek ile birlikte kaybına yol açıyor….Mutant virüs problemi ortaya çıkmadan önce biz gebelere, gebelik sonrasına aşılama önerirken, şimdi mutlaka özellikle gebeliğin ilk 3 ayı bittikten sonra hemen aşılanmalarını istiyoruz” diyebiliyor. Bunun karşılığı da insan soykırımına kadar gidebileceğini belirtti.
5gvirus-platformu olarak bilimin yanındayız…
Antalya Cumhuriyet Savcılığına Verilen Dilekçe;
ANTALYA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’ NA
MÜŞTEKİ : ………… Kimlik No…………………………
Adres………………………
ŞÜPHELİ :Mehmet CEYHAN
Tel No: +90 312305116 Dahili: 6
Hacettepe Üniversitesi Çocuk Hastanesi Ped. Enfeksiyon Bölümü Kat 6 Altındağ/ ANKARA
SUÇ : Alenen Nitelikli Hakaret (TCK m. 125/1,2, 3-b, 4, m.126), Halk Arasında Korku ve Panik Yaratmak Amacıyla Tehdit Suçu (TCK m. 213/1,m. 218/1 )
AÇIKLAMALAR
Genel Açıklamalarımız;Şüpheli Mehmet Ceyhan, Hacettepe ÜniversitesiTıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Pediatrik Enfeksiyon Bilim Dalı’ nda Profesör Doktor unvanı ile Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Bölüm Başkanlığı görevini icra etmektedir. Bunun yanı sıra Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanlığı görevini de yürütmektedir.
Malum olduğu üzere Aralık 2019 tarihinden bu yana halk arasındaki bilinen ismiyle Covid-19 teşhisi 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından PANDEMİ ilan edilmiştir.
Şüpheli ise söz konusu sürecin başından bu yana gerek yazılı ve sözlü medya gerekse sosyal medya kanalları vasıtasıyla birtakım açıklamalarda bulunmuştur. Şüphelinin açıklamaları detaylı bir şekilde incelendiğinde Alenen Nitelikli Hakaret Suçu ve Halk Arasında Korku ve Panik Yaratmak Amacıyla Tehdit Suçu’ nun işlendiği görülecektir. Bu husustaki açıklamalarımız aşağıda yer aldığı gibidir;
Şüphelinin Bulunduğu Mevki ve Konum İtibariyle Değerlendirmelerimiz;Yukarıda değindiğimiz üzerine Şüpheli Mehmet CEYHAN Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanlığı ve Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Bölüm Başkanlığı görevini icra etmektedir. Bulunmakta olduğu konum ve mevki şüphelinin açıklamalarını toplum nezdinde büyük bir etki yaratacak seviyeye getirmektedir. Bu ise günümüz itibariyle Covid-19 salgınının toplum üzerinde yaratmış olduğu ekonomik, psikolojik ve sosyolojik yıpratıcılığına olumsuz yönde katkı sağlamasına sebebiyet vermektedir.
Şüpheli yapmış olduğu açıklamalarında gerekli bilimsel faz çalışmaları tamamlanmayan, yayınlanmayan aşı analizi raporlarının dayanak olduğu aşılama faaliyetine destek vermektedir. Ancak aşı faaliyeti kanuna aykırı olarak Acil Kullanım Onayı (AKO) ile çıkarılmıştır. Bu husus gerek kanuni zemini gerekse hukuki yargılama süreçlerinin tamamlanmamış olması nedeniyle henüz aydınlatılmamıştır.
Aşılamaya açıkça destek veren ve aşılama faaliyetlerine yönelik haklı çekincelerini dile getiren kişilere karşı eleştiri sınırlarını aşarak “Vatan Hainliğinden fazlası vardır eksiği yoktur” suçlamasında bulunmaktadır. Bu husus ise Şüpheli’ nin açıklamalarını daha da sıkıntılı bir hale sokmaktadır. (Söz konusu beyan aşağıda hakaret suçu yönünden detaylıca incelenmiştir.)
Hakaret Suçu Yönünden Açıklamalarımız;Şüpheli Mehmet CEYHAN 21/04/2021 tarihinde yapmış olduğu açıklamada “koronavirüs aşısı karşıtlığıyla ilgili, Cehalet, istatistik bilimini hiç kullanmama ve kötü niyet. Önlemler alınmasaydı, aşılar hiç yapılmasaydı, bu vakalar daha büyük hızla artacaktı" demiştir.[1]Bununla da yetinmeyerek hızını alamamış katılmış olduğu bir televizyon programında ise aşı ile ilgili kaygı ve endişe duyan insanlara karşı "Vatan hainliğinden fazlası vardır eksiği yoktur.” Demiştir. ( Ek: İlgili televizyon programı kaydı )
Şüpheli tarafından sarf edilen "Vatan hainliğinden fazlası vardır eksiği yoktur.”Beyanı hakaret suçu kapsamında değerlendirilmelidir.Bu husus gerek doktrinde gerekse Yargıtay kararlarında hüküm altına alınmıştır. “Örneğin “A siyasi partisi vatan hainidir, B bankası çapulcudur, D sendikası ahlaksızdır” biçimindeki ifadelerden dolayı tüzel kişinin mağdur olduğu kabul edilmese de bunlarla irtibatlı gerçek kişilerin mağdur olduğu kabul edilmelidir. Bu durumda da fail hakkında zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır.”[2]
Nitekim Yargıtay 2. Ceza Dairesi’ nin 2011/25460 E., 2013/698 K. kararında[3] “…..tarihli sayısının 4. sayfasında yayınlanan röportajda; sanık Hüseyin’in hükümetin icraatlarını eleştirirken, katılan dönemin dışişleri bakanı olan A.. G..hakkında“ O halde neden A.. G..’ ün vatan haini olduğunu gizleyeyim, A.. G.. haindir.” sözlerinin eleştiri sınırını aşan, katılanı halk nazarında suçlayan, küçük düşüren ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunan sözleri de içeren “mızrak çuvala sığmaz” başlıklı yazıyı yayınlayarak sanık H.. S..’ nün eylemine iştirak ettikleri anlaşılmakla sanıklar N..K..Y.. ve F.. E..’ in mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile beraatlarına karar verilmesi”‘VATAN HAİNİ’ ibaresi hakaret suçu olarak değerlendirilmiştir.
TCK m. 126 hükmü gereğince “Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.”ismen belirtilmemiş olsa dahi hakaret suçunun gerçekleştiğinin kabulü gerekmektedir.
Şüphelinin söz konusu beyanı Hakaret Suçunun meydana gelmesine sebebiyet vermiştir. TCK m. 125/3-b’ de yer aldığı üzere “Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı”aşılama faaliyetinden dolayı kaygıları olan insanlara karşı bu düşünce ve kanaatlerini açıklamaları bu hakarete maruz kalmalarına neden olmuştur. Bu husus ise hakaret suçunun nitelikli hali olarak somut olayda gerçekleşmesine yol açmıştır.
Bunun yanı sıra TCK m. 125/4’ de yer alan “Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.”Hükmü de hakaretin sözlü medya vasıtası ile suçun işlenmesi nedeniyle gerçekleştirilmiştir.
Açıklamış olduğumuz bu gerekçeden ötürü Şüphelinin Alenen Nitelikli Hakaret suçundan dolayı cezalandırılmasını talep etme zorunluluğu tarafımızca hasıl olmuştur.
Halk Arasında Korku ve Panik Yaratmak Amacıyla Tehdit Suçu Somut Olay Açısından Gerçekleşmiştir;5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ nunKamu Barışına Karşı Suçlarbaşlıklı beşinci bölümü m.213’ de düzenlenen “Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit suçu” Şüphelinin aşağıda sunmuş olduğumuz sosyal medya paylaşımları, basın demeçlerinden de anlaşılacağı üzere gerçekleşmiştir.
Şüpheli 01/05/2021 tarihinde DHA' ya yaptığı açıklamasında[4]“Mutant virüs gerçekten çok sayıda gebenin ölümüne ve birçoğunda karnındaki bebek ile birlikte kaybına yol açıyor….Mutant virüs problemi ortaya çıkmadan önce biz gebelere, gebelik sonrasına aşılama önerirken, şimdi mutlaka özellikle gebeliğin ilk 3 ayı bittikten sonra hemen aşılanmalarını istiyoruz” demiştir. Ancak bu hususa ilişkin herhangi bir dayanak belirtmemiştir. Bu durum ise ekonomik, psikolojik ve sosyolojik açıdan yeteri kadar yıpranmış olan toplum nezdinde aşılanma yönünde bir tavsiye niteliğinden çıkmış korku ve paniğe neden olmuştur.
TCK md. 213“(1) Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından alenen tehditte bulunan kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” yer alan suç tipi somut olay açısından gerçekleşmiştir.
İlgili kanun maddesinin gerekçesi dahi incelendiğinde madde ile amaçlanan hususun somut olayla örtüştüğü görülecektir. “Suçun oluşması için belirli kişi veya kişilerin değil fakat gayri muayyen kişilerden oluşan kitlelerin tehdide muhatap olması aranır. Tehdidin halkın hayatı, sağlığı, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından bir korku, endişe veya panik meydana getirmek amacıyla yapılmış olması gereklidir. Endişe, korku ve panik kelimeleri halkta meydana gelecek telaş halinin değişik derecelerde olabileceğini ifade amacıyla kullanılmıştır. Suçun oluşması bakımından bu hallerin fiilen gerçekleşmiş olması aranmaz. Tehdidin objektif olarak böyle bir hale sebebiyet verebilecek nitelikte olması yeterlidir.”
Suçun Fiil Unsuru olan tehdit unsurunun Şüphelinin ardı arkası kesilmeyen açıklamaları ile belirli bir ağırlığı aşmış, düşünce ve eleştiri sınırını geçmiştir.
Bunun yanı sıra TCK madde 218’ de yer alan “Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına kadar artırılır.” Hükmü açıklamadan varestedir. Şüphelinin sosyal medya paylaşımları, basın demeçleri kanun hükmünde yer aldığı üzere ağırlaştırıcı sebep olarak değerlendirilmeli ve verilecek olan ceza artırılmadır.
Günümüz itibariyle Covid-19 salgınının toplum nezdinde açmış olduğu olumsuz etkiler zirve yapmışken Şüpheli’ nin bulunduğu konumu kötüye kullanarak, tavsiye ve eleştiri mahiyetlerini aşan açıklamaları Halk Arasında Korku ve Panik Yaratmakta bu durum iseyukarıda açıklamış olduğumuz suçun meydana gelmesine neden olmaktadır.
Yukarıda açıklamış olduğumuz tüm bu gerekçelerden ötürü şüpheli hakkında soruşturma başlatılmasını ve hakkında ceza davası açılmasını talep etme zorunluluğu tarafımızca hasıl olmuştur.
NETİCE- İ TALEP : Yukarıda açıkladığımız tüm bu nedenlerle, şüpheli hakkında Alenen Nitelikli Hakaret (TCK m. 125/1, 2, 3-b, 4, m.126), Halk Arasında Korku ve Panik Yaratmak Amacıyla Tehdit (TCK m. 213/1, m. 218/1 ) suçları yönünden gerekli soruşturmanın yapılarak ceza davası açılmasını saygılarımızla talep ederiz. 5/Mayıs/2021
MÜŞTEKİ
Muammer KARABULUT
Ek: Flaş Bellek , 26 Nisan 2021 tarihli CNN Türk Canlı Yayındaki konuşması…
[1]https://www.trthaber.com/haber/saglik/prof-dr-mehmet-ceyhan-asi-karsitligi-cehalet-ve-kotu-niyet-574728.html
[2]https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/813305Devrim AYDIN Türk Ceza Kanunu’nda Hakaret Suçusyf 887
[3]https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb
[4]https://www.milliyet.com.tr/gundem/mutant-virus-ile-hamile-kadin-olumleri-artti-6495076
Hasan 4 Yıl Önce
Allah cc sende. razı olsun. İmza kampanyası da başlat bence.
Tuncay tosun 4 Yıl Önce
Benim çocuğum turizm sektöründe.işyeri aşıyı mecbur tutmuş.aşı olmak istemiyor.ne yapılmadı gerekiyor.ricam bilen biri yardımcı okabilşrmi? Prosüdür nasıldır.tşklet
Gülhan 4 Yıl Önce
Aşıların yan tesirleri çok büyük, bununla ilgili deliller telegram gruplarında paylaşılıyor, resimlerle, isimlerle detaylı bir şekilde paylaşılıyor.
Docent.38 4 Yıl Önce
Neden halka köpek gbi aşı olacaksınız diyen ahlaksız herif Dr. bingür sönmez'de eklenmedi bu dava niçin.??!
Esen Zafer 4 Yıl Önce
Ellerinize yüreğinize sağlık. Umarım hukuk üzerine düşeni yerine getirir. Aslında bu tür davalarla hukuka nefes aldırmamak gerekiyor. Mahkemelerde tarih kayıtlarına geçiyor ve bu insanlığa karşı açılmış savaşta dik duran insanların elbette işleri çok olacak. Keşke bir araştırma komitesi ile bir platform oluşturulabilse. Bu en azından halkın aydınlanması ve sesin duyulması açısından önemliydi. Dr. Wodarg ve Coronaausschuss.de nin yaptığı çok önemli birşeydir, en azından bir toplum bilinci ve mahkemeler için yasal bir dayanak oluştu. Normalde bir savcının yapacağı araştırmaları yaptılar. Ben Avusturyadayım. Burada bir ton şart koymalarına rağmen yasal bir iş yapmadıklarından çıkrdıkları genelgelere rağmen ben hayır aşıda testte yaptırmıyorum diye itiraz edebiliyorum. Bana zorla birşey yapamıyor. Türkiye ye gelmek istediğimde O uyduruk PCR testini şart koşuyor. Hangi yasayla? Bu yıl sırf bu nedenle vatanına gelemeyen bir dürü insan var. Bunları asla affetmeyeceğiz!
Esen Zafer 4 Yıl Önce
Umarım cevap bulursunuz fakat ne olursa olsun aşı yaptırmayın. Aşıdan sonra bir sürü ölen insanın aşıdan öldüğünü söylemiyorlar. Yan tesiri diye hastalıkla boğuşanlarda kendileri söylemeyen çok. Ailemden bir tüm belge ve bilgi göndermeme rağmen aşı oldu ve hastalıkla boğuşuyor utanıp benimle görüşmüyor bile. Biz yurt dışında daha çok takip edebiliyoruz ölüm ve ağır hastalananları. Siz daha önce korumadığı için maske takıp evinde oturan aşılanmış gördünüzmü? Bu aşılar genetik silah. Sanırım iş sahibini dava etmeniz gerekiyor kanunen isteyemiyor çünkü. Öyle bir çalışma şartı yok. Aşıyı satanlarda yapanlarda sorumluluk almıyor bu yüzden.
SANA NE 4 Yıl Önce
Bu nasıl bir sitedir! KIMIL ZARARLILARI SİZİ
Erdinç 4 Yıl Önce
ben ta en başından beri bunun aldatmaca olduğuna inanmıştım zaten.tebrik ediyorum .sizi.sonuna kadar gidiniz.